Okulumuz
Okulumuz, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak, 2015 yılı Temmuz ayında Üsküdar’da ilk Montessori okulu olarak kapılarını açmıştır. M.E.B. müfredatına uygun olarak çocukların psiko-motor, duygusal, bilişsel, sosyal ve dil gelişimini Montessori yöntemi ile desteklemekte ve geliştirmektedir.
280 m2 okul binası ve 240 m2 bahçeye sahip olup, açık ve kapalı oyun alanları ile birlikte çocuklara keyifle vakit geçirip oyun oynayabilecekleri bir ortam sunulmuştur. Okulumuz 66 öğrenci kapasitesine sahiptir. Sınıf içlerinde çocukların fiziksel erişimine uygun şekilde tasarlanmış açık raf sisteminde sunulan Montessori materyallerine ulaşması sağlanarak, çocuğa özgürce hareket etme ve çalışma olanağı sağlanmıştır.
Neden Ceviz Ağacı?
Ceviz Ağacı Dünyadaki en görkemli ağaçlar arasındadır. Meyve veren ağaçlar içerisindeki en büyük ağaçlardan ve en uzun ömürlü ağaçlardan bir tanesidir, 1000 yıl kadar ömürleri vardır.
Çocuğun 0-6 yaş arasında aldığı eğitim, ileride tüm yaşantısı boyunca onunla birlikte gelir. Bu nedenle okulumuzda inşa ettiği karakteri bir ceviz ağacı gibi uzun ömürlü olup, yaşamı boyunca meyve vermeye devam edecektir.
Maria Montessori konuyla ilgili şu sözleri ifade etmiştir;
“Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği dönemdir. Sadece zeka değil, insanın bütün mümkün becerileri bu dönemde oluşur. Hiçbir yaşta çocuk, zekice bir yardıma, bu dönemde olduğu kadar ihtiyaç duymaz.”
Logomuz
- Güneş sıcaklığı, aydınlığı, aynı zamanda rehber öğretmenlerin ışığını,
- Ağaç doğayı, oksijeni aynı zamanda çocukların geleceklerini inşa ettikleri okulumuzu,
- Çocuklar neşeyi, paylaşımı, dostluğu aynı zamanda Montessori eğitiminin 5 temel becerisini oluşturur.
Ceviz Ağacı Montessori Anaokulu
Çocuklara özgürce hareket edebilecekleri çalışma ve oyun ortamları sunarak; ezberci yaklaşım yerine gözlem yaparak, dokunarak, yaşayarak öğrenme bilinciyle yola çıkmıştır.
Çevresine saygılı, sorumluluk bilincinde, kendini ifade edebilen, gelenek ve göreneklerimizin bilincinde, Atatürk ilkelerine bağlı bireyler yetiştirmeyi hedefler.
Vizyon
- Çocukların potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmayı sağlamak,
- Maria Montessori’nin kurmuş olduğu sistemi; sürekli araştırarak, kendi içinde yeni materyaller üreterek, sürekli eğitim felsefesiyle kendini geliştirerek bu sistemin daha çok çocuğa ulaşmasını sağlamak,
- Öğretmenlerin gelişimlerini ön planda tutarak her türlü kaynak erişimine olanak sağlayıp, hizmet içi/dışı eğitimlerle desteklemek,
- Ebeveynlere, çocuklarının gelişimiyle ilgili düzenli bilgi aktarıp, aile katılımını desteklemek,
- “Yenilikçi, gelişimi destekleyici, bütünsel eğitim yaklaşımı ile lider bir anaokulu” olma hedefiyle hareket eder.
Eğitim Yaklaşımı
Montessori Eğitim Sistemi 5 ana beceri üzerinde yoğunlaşır:
1 – Günlük Yaşam Becerileri:
Maria Montessori “İnsan çevresine elleriyle sahip olur” der. Hepimizin bildiği gibi küçük çocuklar, ev halkını gözlemleyerek özellikle 2 yaşından sonra büyük bir istek ve hayranlıkla yapar. Çocuğun yetişkini taklit yoluyla gözlemleyip öğrenmesinin yanı sıra bu alıştırmalar, çocuğun gelişmesi için gereken tüm gelişim aşamalarını destekleyici çalışmalardır. Çocuğun günlük yaşamda karşılaşabileceği tüm uğraşlardan oluşur. Örneğin kaşıklama yapmak, sandalye taşımak, el yıkamak, şişe açıp kapamak, düğme iliklemek, fermuar çekmek, çorapları eşleştirmek gibi sayısız ev işi çocuğun geliştirmesi gereken kasların çalışmasını ve zihinsel gelişimini sağlar.
2 – Duyuları Geliştirici Materyaller:
Duyuların eğitimi çocukta doğumdan itibaren başlar. Bu çağda çocuk kendiliğinden aktif ve bilinçsiz olarak çevresindekileri kaydeder. Bu nedenle duyu materyalleri Montessori eğitiminin temelini oluşturur. Dokunma, görme, tatma, koklama, işitme yani 5 duyu organımıza hitap eden farklı materyaller mevcuttur. Bu materyallerde boyutların farklılığı, yüzeylerin farklılığı, farklı ağırlıklar, ses tonları, kokular, tatlar, ısılar kullanılarak çalışmalar hazırlanır. Montessori “Çocuğun eline koyamadığınız şeyi aklına koyamazsınız” der.
3 – Matematik Etkinlikleri:
Maria Montessori, matematiksel düşünmenin insanda doğuştan var olduğunu ve mağara devrinden beri insanların matematiksel düşünmeye eğilim gösterdiklerini söyler. Bir çocuğa başlangıcından itibaren doğru bir sunum ile anlaşılır bir şekilde öğretilirse, her çocuğun matematiği öğrenebileceğini söyler. Günlük yaşam ve duyu çalışmaları da aslında matematiğe geçiş ön hazırlık niteliğindedir. Günlük yaşamda çocuğa kazandırılan çalışma alışkanlığı, yoğunlaşma, iş sırası ve duyu materyallerinin 10’luk sistem mantığı, matematiğe geçiş öncesi çocuğa kazandırılmış olur. Materyallerin en önemli özelliği “soyut kavramların somutlaştırılmasıdır”. Bu özellik çocuğun dokunarak, görerek, anlayarak öğrenmesini sağlar.
4 – Dil Etkinlikleri:
Maria Montessori dil eğitimini ve matematiksel zihin oluşmasını okul eğitiminin odak noktası olarak görür. Dil öğrenimi doğumdan itibaren doğal bir süreçle birlikte başlar. Küçük çocuğun dil gelişimini ikiye ayırarak 21. ayda başlayıp 2,5 yaşına kadar devam eden süreci sözcük patlaması olarak nitelendirir. İkinci aşama düşünce patlaması olarak nitelendirilir, dilin şekillendirildiği bir aşamadır. Çocuk çok sayıda yeni kelimeler öğrenir, cümle yapısını geliştirir, bu aşama 6 yaşına kadar devam eder. Bundan sonra dil öğrenimi bu dönemde olduğu kadar hızlı olamayacaktır. Montessori eğitim sisteminde yazı okumadan önce gelişir. Çocuk yazı yazarken, kendi zihninden geçenleri yazar fakat okumak için seslerin yazıdaki işaretleri, cümle yapısı, gibi daha farklı mekanizmaların çalışmasına ihtiyaç duyar. Bu nedenle Montessori okuma evresinde yazıyı önerir. Yazı çalışmaları için metal kalıplar, okuma çalışmaları için dil kartları, minyatür cisimlerle yapılan çalışmalar, kabartmalı harfler kullanılır.
5 – Kozmik Eğitim:
Montessori “Çocuk evrenseldir” der. Bu bağlamda çocuğa kendi yaşadığı coğrafya, kültür, tarih, doğa haricinde Dünya’daki kıtalar, kıtaların ülkeleri, ülkelerin kültürleri tanıtılır. Kara ve deniz yüzey kavramlarının kazandırılır, çevresindeki olayları tanımasını sağlayacak çalışmalar, kültürel etkinlikler, yaşam döngüsü anlatımları, doğa keşifleri yapılır. Maria Montessori, çocuklara çok küçük yaşlardan itibaren üzerinde yaşadığımız dünyanın sadece bize ait olmadığını, dolayısıyla kaynakları kullanırken diğer canlılarla birlikte paylaştığımızı unutturmamak gerektiğini vurgulamıştır. Bu kapsamda geri dönüşüm projeleri, bahçe bakımı, çiçek yetiştirme, canlıların önemini anlatan destekleyici çalışmalar yapılır.
Ceviz Ağacı Montessori Anaokulu Üsküdar İstanbul